Shishir has been correcting a lot of sentences lately.
- Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir.
I don't want you to quit correcting my mistakes.
- Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum.
It'll take about a week to straighten out my affairs.
- İşlerimi düzeltmek yaklaşık bir hafta alacak.
I tied a stick to the plant to straighten it.
- Onu düzeltmek için bitkiye bir çubuk bağladım.
I helped fix the leak.
- Sızıntıyı düzeltmek için yardım ettim.
I turned the table upside down to fix it.
- Düzeltmek için masayı baş aşağı çevirdim.
I didn't have time to proofread my report.
- Raporumu düzeltmek için zamanım yoktu.
You didn't have time to proofread your report.
- Raporunu düzeltmek için zamanın yoktu.
To improve the situation, we must work harder.
- Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
It'll take about a week to straighten out my affairs.
- İşlerimi düzeltmek yaklaşık bir hafta alacak.
Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers.
- Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.
We have to put right what we have done wrong.
- Yanlış yaptığımız şeyi düzeltmek zorundayız.
We have to put right what we have done wrong.
- Yanlış yaptığımız şeyi düzeltmek zorundayız.
We have to put right what we have done wrong.
- Yanlış yaptığımız şeyi düzeltmek zorundayız.
I only need another few days to make things right.
- İşleri düzeltmek için yalnızca birkaç güne daha ihtiyacım var.
Flat ironing my hair takes forever.
- Saçımı ütüyle düzeltmek sonsuza kadar sürüyor.
I only need another few days to make things right.
- İşleri düzeltmek için yalnızca birkaç güne daha ihtiyacım var.
I'll do whatever it takes to make things right.
- İşleri düzeltmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea.
- LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.
I made some corrections.
- Bazı düzeltmeler yaptım.
Thank you for the corrections.
- Düzeltmeler için teşekkür ederim.
Put your books in order.
- Kitaplarınızı düzeltin.
Have you been adopting sentences in order to correct them?
- Onları düzeltmek için cümleleri benimsiyor musun?
Now that you know what the problem is, how long do you think it'll take to fix it?
- Artık sorunun ne olduğunu bildiğine göre onu düzeltmenin ne kadar zaman alacağını düşünüyorsun?
Now that you know what the problem is, how long do you think it'll take to fix it?
- Artık sorunun ne olduğunu bildiğinize göre onu düzeltmenin ne kadar zaman alacağını düşünüyorsunuz?
Tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful.
- Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.
You should trim your fingernails.
- Tırnaklarını keserek düzeltmelisin.
Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers.
- Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.
I don't correct their exercises.
- Ben onların egzersizlerini düzeltmem.
We should reform this law.
- Bu kanunu düzeltmeliyiz.
I don't want you to quit correcting my mistakes.
- Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum.
Teachers must be tired of correcting the same mistakes over and over again in their students' papers.
- Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten yorgun olmalılar.
I took on the job of proofreading.
- Ben düzeltme işini üstlendim.
I'm proofreading my essay.
- Denememi düzeltmek için okuyorum.
Tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful.
- Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.
In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea.
- LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.
He made several corrections.
- O, birkaç düzeltme yaptı.
Tom seems to be unwilling to correct his mistakes.
- Tom hatalarını düzeltmeye isteksiz görünüyor.