The opening statement went smoothly.
- Açılış konuşması düzgünce gitti.
Mary smoothed down her skirt.
- Meryem eteğini düzeltti.
She wore a plain blue dress.
- O, düz mavi bir elbise giydi.
I'm just a plain office worker.
- Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
Also Felicja has blonde straight hair.
- Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.
I want to go straight.
- Ben düz gitmek istiyorum.
He gave me a flat answer.
- O bana düz bir cevap verdi.
She got a flat tire on her way home.
- O eve giderken düz bir lastik aldı.
Tom organized the event.
- Tom etkinliği düzenledi.
Her birthday party will be held tomorrow evening.
- Onun doğum günü partisi yarın akşam düzenlenilecek.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
Go along this street and turn right at the bank.
- Bu sokaktan düz git ve bankadan sağa dön.
I can't think straight right now.
- Şu anda düzgün düşünemiyorum.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Have you checked the oil level recently?
- Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?
Go straight on, and you will find the store.
- Düz gidin ve mağazayı bulacaksınız.
We were arguing on different planes to the last.
- Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.
She lives on another plane of existence.
- O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
Form a straight line!
- Düz bir sıra oluşturun.
He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
- O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.
Where are the plates arranged?
- Plakalar nerede düzenlenmiş?