Tom has no drive or ambition.
- Tom'un hiçbir dürtü veya hırsı yok.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
He felt a sudden urge to write a novel.
- Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.
I couldn't resist the urge to applaud.
- Ben alkışlama dürtüsüne karşı koyamadım.
Tom resisted the impulse to tell Mary what an idiot she had been.
- Tom Mary'nin ne kadar aptal olduğunu söyleme dürtüsüne direndi.
It was hard to resist the impulse to wring Tom's neck.
- Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
He could not control his compulsion to kill.
- O, öldürme dürtüsünü kontrol edemedi.