We all live in different worlds.
- Hepimiz farklı dünyalarda yaşarız.
You and I come from different worlds.
- Sen ve ben farklı dünyalardanız.
Mount Everest is the world's highest peak.
- Everest dağı dünyanın en yüksek tepesidir.
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
- Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
- Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't.
- Dünyada üç tip insan vardır: sayı sayabilenler, ve sayamayanlar.
A lot of people want peace all over the world.
- Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
Sometimes it seems to me as though everybody in the world speaks English.
- Bazen bana dünyadaki herkes İngilizce konuşuyormuş gibi geliyor.
Everybody in the world desires peace.
- Dünyadaki herkes barış ister.
The globe is similar in shape to an orange.
- Dünya şekil olarak bir portakala benzer.
Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.
Without music the world is a vale of tears.
- Müziksiz dünya çile dünyasıdır.