Everything is for the best in the best of all possible worlds.
- Her şey bütün olası dünyaların en iyisinin içindeki en iyiler içindir.
Is there life on other worlds?
- Diğer dünyalarda yaşam var mı?
Mount Everest is the world's highest peak.
- Everest dağı dünyanın en yüksek tepesidir.
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
- Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
They know the importance of protecting the earth.
- Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
The earth is the shape of an orange.
- Dünya portakal şeklindedir.
A lot of people want peace all over the world.
- Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
The world is full of dumb people.
- Dünya aptal insanlarla dolu.
If everybody thought the way I did, the world would be a much better place.
- Herkes benim gibi düşünse, dünya daha iyi bir yer olurdu.
Sometimes it seems to me as though everybody in the world speaks English.
- Bazen bana dünyadaki herkes İngilizce konuşuyormuş gibi geliyor.
The new jet circles the globe in twenty-four hours.
- Yeni jet, dünyanın çevresini yirmi dört saatte dolaşıyor.
Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.
Without music the world is a vale of tears.
- Müziksiz dünya çile dünyasıdır.