In my opinion, German is the best language in the world.
- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
- Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
Life never ends but earthly life does.
- Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
They know the importance of protecting the earth.
- Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
Moving money and technology from one side of the globe to the other is not enough.
- Parayı ve teknolojiyi dünyanın bir tarafından diğerine taşımak yeterli değildir.
Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.
Without music the world is a vale of tears.
- Müziksiz dünya çile dünyasıdır.
The world is full of dumb people.
- Dünya aptal insanlarla dolu.
Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan açtır.
If everybody were me, the world would be a much better place.
- Herkes benim gibi olsaydı dünya çok daha iyi bir yer olurdu.
Everybody in the world desires peace.
- Dünyadaki herkes barış ister.
One can't discount a global disaster like a virulent plague.
- Kimse, öldürücü bir salgın gibi dünya çapında bir felaketi önemsememezlik edemez.
Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.
- Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.
The Cold War began after World War Two.
- Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşından sonra başladı.
Despite adversity, the architect achieved worldwide fame.
- Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.
The government's actions were condemned worldwide.
- Hükümetin etkinlikleri dünya çapında kınandı.
Everything is for the best in the best of all possible worlds.
- Her şey bütün olası dünyaların en iyisinin içindeki en iyiler içindir.
Is there life on other worlds?
- Diğer dünyalarda yaşam var mı?
All the world loves a lover.
- Bütün dünya bir sevgiliyi seviyor.
All the world speaks English.
- Bütün dünya İngilizce konuşuyor.
I think you're the most beautiful woman in the whole wide world.
- Sanırım sen bütün dünyada en güzel kadınsın.