She is very fond of gossip.
- Dedikoduya çok düşkündür.
He is fond of playing tennis.
- O, tenis oynamaya düşkün.
That young man is very keen on cycling.
- Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
He seemed to be very keen on music.
- O, müziğe çok düşkün gibi görünüyordu.
That young man is very keen on cycling.
- Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
I'm not particularly keen on this kind of music.
- Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
Tom's crazy about sweets.
- Tom tatlılara düşkündür.
Sami was so addicted to that.
- Sami ona çok düşkündü.
Tom is addicted to chocolate cookies.
- Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.
Ann is partial to chocolate.
- Ann çilolataya düşkün.
That teacher tends to be partial to female students.
- Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
Sami was so addicted to that.
- Sami ona çok düşkündü.
Tom is addicted to chocolate cookies.
- Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.