He is an independent thinker.
- O bağımsız bir düşünürdür.
Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.
- Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
- Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
They would think the person is modest or lazy.
- Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
What do you think of the original plan?
- Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
You can't expect me to always think of everything!
- Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
She put down her thoughts on paper.
- Düşüncelerini kağıda döktü.
She is very thoughtful and patient.
- O çok düşünceli ve sabırlı.
Let's ponder that for a moment.
- Onu bir an için düşünelim.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
I can not hear that song without thinking of my high school days.
- Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
He contemplated their plan.
- O onların planı üzerinde düşündü.
When I contemplate the sea, I feel calm.
- Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
Do you meditate, Tom?
- Üzerinde düşünür müsün?
Tom used to meditate every morning.
- Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
The jury deliberated for three days.
- Jüri üç gün boyunca düşündü.
Do you think that was deliberate?
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
The best observes and the deepest thinkers are always the gentlest judges.
- En iyi gözlemciler ve en derin düşünürler her zaman en kibar hakimlerdir.
I have no idea what that guy is thinking.
- Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.
With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
- Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.
His suggestion is worth considering.
- Onun önerisi düşünmeye değer.
It is worthwhile considering what it is that makes people happy.
- İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.
Tom considered working for our company, but decided not to.
- Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.
Tom considered his options.
- Tom seçeneklerini düşündü.