Tom threatened to beat me up.
- Tom beni dövmekle tehdit etti.
If you want to beat a dog, you can always find a stick.
- Eğer bir köpeği dövmek istiyorsan, her zaman bir sopa bulabilirsin.
Tom had a heart tattooed on his arm.
- Tom'un kolunda bir kalp dövmesi vardı.
Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
- Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
They begin beating her.
- Onlar onu dövmeye başladılar.
She won't stop beating me.
- O beni dövmekten vazgeçmeyecek.
You're flogging a dead horse.
- Havanda su dövüyorsun.
You're flogging a dead horse.
- Havanda su dövüyorsun.