dönmekte

listen to the pronunciation of dönmekte
Турецкий язык - Английский Язык
afoot
In motion; in action; astir; in progress
{a} on foot, in action, in design or intent
in progress
On foot
Fig
{s} on foot; in the process of being developed
on foot; walking; "they went to the village afoot"; "quail are hunted either afoot or on horseback
If you say that a plan or scheme is afoot, it is already happening or being planned, but you do not know much about it. Everybody knew that something awful was afoot. being planned or happening moves/plans/changes afoot (on foot)
dön
{f} turn

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

dön
(Bilgisayar) transform

A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work. - Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.

This differential equation can be easily solved by Laplace transform. - Bu diferansiyel denklemler Laplace dönüşümüyle kolayca çözülebilir.

dön
wheel

The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago. - İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.

What I like best is going on Ferris wheels. - Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.

dön
{f} veering

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
back down

Tom will never back down. - Tom asla sözünden dönmeyecek.

Tom isn't going to back down. - Tom sözünden dönmeyecek.

dön
{f} twirl
dön
veer

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
{f} rotating

The Earth is rotating from West to East. - Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.

There is a rotating restaurant at the top of this tower. - Bu kulenin tepesinde döner restoran var.

dön
return to

The president was forced to return to Washington. - Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.

I'll return to get my handbag. - Ben el çantamı almak için geri döneceğim.

dön
revert
dön
sheer
dön
return

He returned home from Europe in 1941, when the war broke out. - O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.

After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated. - Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.

dönmekte
Избранное