döner

listen to the pronunciation of döner
Турецкий язык - Английский Язык
rotary
revolving

Tom walked through the revolving door into the hotel lobby. - Tom döner kapıdan otel lobisine yürüdü.

swivel

Tom bought a new swivel chair to go with his new computer desk. - Tom yeni bilgisayar masasına uyan yeni bir döner sandalye satın aldı.

Tom leaned back in his swivel chair. - Tom döner sandalyesinde arkasına yaslandı.

winding
(sermaye) floating
turning

Turning to the left, you will find the post office. - Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.

Turning left you will find the bus stop. - Sola dönersen, otobüs durağını bulursun.

turning, revolving
turnable
rotatory
rotative
turning, revolving, rotating, rotary, gyratory
rolling
tightly packed meat roasted on a large vertical spit
pivoting
(İnşaat) slewing
(Ticaret) working
gyratory
rotating

There is a rotating restaurant at the top of this tower. - Bu kulenin tepesinde döner restoran var.

turns

The road turns left there. - Yol orada sola döner.

The road turns a bit to the west. - Yol biraz batıya doğru döner.

whirls
döner kavşak
roundabout

He lost control with the car in a roundabout and it flipped. - O bir döner kavşakta arabanın kontrolünü kaybetti ve takla attı.

His car lost control in a roundabout and flipped. - O bir döner kavşakta kontrolü kaybetti ve takla attı.

döner (motor)
winding
döner fırın
Rotary kiln
döner alan
rotary field, rotating field
döner anahtar
rotary switch
döner anten
rotary antenna
döner basamak
winder
döner besleyici
rotary feeder
döner bileğitaşı
grinding wheel
döner bobin
moving coil
döner boru
swing pipe
döner bütçe
(Ticaret) revolving budget
döner disk
rotating disk
döner eklem
swivel joint
döner eklem
rotating joint
döner elek
rotary screen
döner far
rotating beacon
döner fener
revolving light
döner fırtına
whirlwind
döner fırın
rotary furnace
döner imbik
rotary retort
döner kalbur
trommel
döner kanat
rotary wing
döner kanca
swivel hook
döner kapı
revolving door, swing door
döner kapı
revolving door

Tom walked through the revolving door into the hotel lobby. - Tom döner kapıdan otel lobisine yürüdü.

döner kas
rotatory muscle
döner kebap
compacted sliced meat, especially lamb, on a vertical spit
döner kebap tightly packed meat roasted
on a large vertical spit
döner kemik
anat . radius
döner kemik
radius
döner kesici
rotary cutter
döner kol
swivel lever
döner koltuk
swivel chair
döner kondansatör
rotary capacitor
döner konkasör
gyratory crusher
döner kurutucu
rotary drier, drum drier
döner köprü
pivot bridge
döner köprü
swivelbridge
döner körük
rotary blower
döner kırıcı
rotary crusher
döner lamba
swivel lamp
döner mafsal
swivel joint
döner matkap
rotary drill
döner mengene
swivel vise
döner merdiven
spiral stairs
döner merdiven
helical staircase
döner merdiven
spiral staircase, winding stairs
döner motor
rotary engine
döner piston
rotary piston
döner platform
turntable
döner pompa
rotary pump
döner pulluk
half turn plough
döner sandalye
swivel chair
döner sermaye
floating capital
döner sermaye
trading capital
döner sermaye
working capital
döner sermaye
float
döner sermaye
revolving fund
döner sermaye
circulating capital
döner sermaye projesi
(Hukuk) revolving fund scheme
döner sermaye sağlamak
habilitate
döner sermeye
rolling capitals
döner süpürge
rotary broom
döner tabla
turntable
döner taşı, öter kuşu olmamak
not to have a home and family
döner uyak word, suffix, or sound repeated as
a refrain after the rhyme word
döner valf
rotary valve
döner çapa
rotary hoe
döner çevirici
rotary converter
döner ızgara
travelling grate
döner şalter
rotary switch
döner şişi
rotisserie
fıskiye döner
girandole
tavuk döner
(Gıda) chicken doner
yaprak döner
leaves turn
Merkezi Acil Durum Döner Sermayesi (Birleşmiş Milletler)
(Askeri) Central Emergency Revolving Fund (UN)
dininden döner, davasından dönmez
(Konuşma Dili) He would sooner give up his religion than his cause
konsolide döner sermaye
(Ticaret) consolidated working fund
kuru yöntem döner fırın
dry process rotary kiln
köşeyi döner dönmez
just around the corner
motorlu döner kol
motorized turning arm
ne zaman döner
What time is he expected back
yanlış hesap Bağdat'tan döner
(Atasözü) When you discover that you've made a mistake, you ought always to correct it, no matter what the cost
zincirli döner salıncak
chairoplane
ıslak yöntem döner fırın
wet process rotary kiln
Турецкий язык - Турецкий язык
Döner sermaye
Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap
Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen
Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap: "Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu."- Ç. Altan
döner ayna
İki yüzlü, riyakâr (kimse)
döner ayna
Arkalı önlü ayna, iki tarafı da aynalı cam
döner kapı
Üç veya dört kanatlı, düşey ekseni çevresinde dönerek geçiş sağlayan kapı
döner kavşak
Yol ortalarına inşa edilmiş, aksi yöne veya sola dönüşleri sağlayan ada
döner kebap
Döner
döner kule
Kulelerin üzerine kurulmuş, kendi ekseni etrafında yavaşça dönen kule
döner sahne
Bir oyunun sergilenmesi sırasında kolayca dönüp seyircilerin önüne geçebilecek, kullanıma hazır sahne
döner sermaye
Kamu maliyesi alanında belirli ve sürekli bir amacın elde edilmesi için genel veya katma bütçeden bir miktar paranın, azaltılmamak şartı ile kuruluşa veya bu kuruluşla ilgili işletmelere verilmesi, mütedavil sermaye
yanar döner
Dünyada yalnızca Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde yetişen bir çiçek
yaprak döner
İçinde sıkıştırılmış kıyma bulunmayan, piştikten sonra enli olarak kesilen döner kebap
döner

    Расстановка переносов

    dö·ner

    Произношение

    Этимология

    () done +‎ -er
Избранное