dönebilen

listen to the pronunciation of dönebilen
Турецкий язык - Английский Язык
rotatable
revertible
dön
{f} turn

Mr Smith has not turned up yet though he promised to come. - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

This catterpillar will turn into a beautiful butterfly. - Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

dön
(Bilgisayar) transform

In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations. - İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.

The caterpillar transformed into a beautiful butterfly. - Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.

dön
wheel

The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago. - İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.

Who were you with on the Ferris wheel? - Dönme dolapta kimle birlikteydin?

dön
{f} veering

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
back down

Tom will never back down. - Tom asla sözünden dönmeyecek.

Tom can't back down now. - Tom şimdi sözünden dönemez.

dön
{f} twirl
dön
veer

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
{f} rotating

The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas. - Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.

The Earth is rotating from West to East. - Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.

dön
return to

The president was forced to return to Washington. - Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.

The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor. - Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.

dön
revert
dön
sheer
dön
return

When will you return? - Ne zaman geri döneceksin?

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

geri dönebilen
reversing
tersine dönebilen devir
(Meteoroloji) reversible cycle
dönebilen
Избранное