Определение dönüş в Турецкий язык Английский Язык словарь
- rotation
- turn
Late in March 1841, his cold turned into pneumonia.
- Mart 1841 sonlarına doğru onun soğuk algınlığı pnömoniye dönüştü.
This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
- return
The dog waited day after day for its master's return.
- Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
- comeback
The player made a splendid comeback.
- Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.
- regress
- gyration
- spin
- rev
Layla's love turned to revenge.
- Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.
- turning
Now there is no turning back.
- Şimdi geriye dönüş yok.
That country is turning into a society with high education.
- O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.
- turning, rotation, turn; return, comeback
- swing
- regression
- return journey
- way back
I'm on my way back home.
- Ben eve dönüş için yolumdayım.
I had trouble finding my way back to my hotel last night.
- Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.
- facing
- descent
- sports pivoting turn
- turning, rotation, revolution
- (Bilgisayar) escape
- (Bilgisayar) returning
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- (Askeri) traverse
- curve
- (Dilbilim) reflex
The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students.
- Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.
- gyre
- convert into
- cycle
- {i} rotating
- agerayis
- by turn
- turnabout
- swerve
- twirl
- dönüş bileti
- Return ticket
- dönüş adresi
- return address
- dönüş akımı
- return current
- dönüş borusu
- return piping
- dönüş dairesi
- turning circle
- dönüş devresi
- return circuit
- dönüş dirseği
- return bend
- dönüş freni
- steering brake
- dönüş göstergesi
- turn indicator
- dönüş hattı
- return piping
- dönüş izi
- revolver track
- dönüş kablosu
- return cable
- dönüş kavraması
- steering clutch
- dönüş komutu
- return instruction
- dönüş noktası
- turning point
- dönüş sayısı
- number of revolutions
- dönüş sinyali
- turn signal
- dönüş süresi
- cycle time , turnaround time
- dönüş süresi
- cycle time
- dönüş uçuşu
- homing
- dönüş yarı çapı
- turning radius
- dönüş yarıçapı
- turning radius
- dönüş yeri
- (trafik) turnaround
- dönüş yoldan dışarı
- turn of the road
- dönüş yolu
- way back
Do you know the way back to the cabin?
- Kabine geri dönüş yolunu biliyor musun?
She could not find her way back.
- O, geri dönüş yolunu bulamadı.
- dönüş çapı
- turning circle
- dönüş şeridi
- virga
- dön
- {f} turn
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- geri dönüş
- return
Chile is waiting for your return!
- Şili senin geri dönüşünü bekliyor!
She prayed for her son's return.
- O, oğlunun geri dönüşü için dua etti.
- gerisingeri dönüş
- rightabout
- gidiş dönüş bileti
- return ticket
I have a return ticket to Tokyo.
- Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
I have a return ticket to Osaka.
- Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- tam geri dönüş
- rightabout
- (bilet) gidiş-dönüş
- return
- dön
- (Bilgisayar) transform
A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
- Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
- Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
- dön
- wheel
What I like best is going on Ferris wheels.
- Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
- İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
- dönüşler
- (Askeri) facing
- eve dönüş
- home coming
- geri dönüş
- turnaround
He has made a turnaround of a hundred and eighty degrees.
- O, yüz seksen derecelik bir geri dönüş yaptı.
- helezoni dönüş
- swirl
- hızlı dönüş
- whirl
- tahmini dönüş zamanı
- (Askeri) estimated time of return
- tersine dönüş
- reserved
- yatay dönüş
- (Askeri) traverse
- zarf dönüş
- (Bilgisayar) envelope return
- dön
- {f} veering
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
- dön
- back down
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
- Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
Tom refused to back down.
- Tom sözünden dönmeyi reddetti.
- dön
- {f} twirl
- dön
- veer
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
- dön
- {f} rotating
The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas.
- Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
At the equator, the Earth is rotating at a speed of about about 2200 kilometers per hour.
- Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.
- dön
- return to
The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
- Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- dön
- revert
- aletli dönüş
- instrument turn
- bengi dönüş
- eternal recurrence
- bir gidiş dönüş bilet lütfen
- a round-trip ticket please
- bu gidiş dönüş bileti ne zamana kadar geçerli
- How long is a round trip ticket good for
- dikey dönüş
- (Havacılık) looping-the-loop
- dön
- sheer
- dön
- return
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
- düzgün dönüş
- (Havacılık) gentle turn
- eskiye dönüş yapmak
- put the clock back
- eve dönüş yapan
- home-coming
- fırıl fırıl dönüş
- twirl
- geri dönüş
- turnabout
- geri dönüş
- comeback
- geriye dönüş
- countermarch
- geriye dönüş
- about face!
- geriye dönüş
- about turn!
- geriye dönüş
- flashback
- geçmişe dönüş
- flashback
- gidiş dönüş
- return, round trip
- gidiş dönüş
- round trip
One way or round trip? One way, please.
- Tek yön ya da gidiş dönüş? Tek yön, lütfen.
Round trip? Only one-way.
- Gidiş dönüş mü? Sadece tek yön.
- gidiş dönüş bileti
- round trip ticket
- gidiş dönüş yolculuğu
- round trip
- gidiş dönüş/geliş
- 1. round trip. 2. round-trip (ticket), Brit. return (ticket)
- göreve dönüş
- (Askeri) returned to duty
- hava dönüş yolu
- return airway
- hikâyede geriye dönüş
- cutback
- hikâyede geriye dönüş yapmak
- cut back
- iki dönüş
- (Bilgisayar) two spins
- ilk türe dönüş ile ilgili
- reversionary
- kanat üzerine yıkılarak yapılan dönüş
- wingover
- kayağı döndürerek yapılan dönüş
- stem turn
- keskin dönüş
- tight turn
- keskin dönüş
- (Askeri) steep turn
- keskin dönüş
- sharp curve
- kondens dönüş pompası
- condensate return pump
- kule dönüş tertibatı
- (Askeri) turret traversing mechanism
- kurtarma bölgesi; sıfıra dönüş S
- (Askeri) recovery zone; return-to-zero
- kuru dönüş
- dry return
- kuvvete dönüş
- (Askeri) return to force
- kuzey dönüş hatası
- (Havacılık) northerly turning error
- mektup dönüş adresi
- (Bilgisayar) envelope return address
- otomatik dönüş
- automatic turn
- planlanmış dönüş zamanı; özel müdahale timi; standart uzak terminal; stratejik o
- (Askeri) scheduled return time; special reaction team; standard remote terminal; strategic relocatable target
- selenoid geri dönüş yayı
- (Otomotiv) solenoid return spring
- tahmin edilen hizmete dönüş tarihi
- (Askeri) estimated return to service date
- tam bir dönüş yapmak
- come full circle
- tam geri dönüş
- rightabout face
- tehlikeli dönüş
- Dangerous bend
- tek ayak üzerinde dönüş
- pirouette
- teknik yayın; dönüş noktası
- (Askeri) technical publication; turn point
- yakıtın tanka geri dönüş valfi
- constant bleed valve
- yavaş veya tek paletle dönüş
- gradual turn
- yurda dönüş
- home coming
- yuvaya dönüş
- home coming
- çeyrek dönüş
- quarter-turn
- çok birimli dönüş takip hattı
- (Askeri) trackline multiunit return
- üsse dönüş
- (Askeri) return to base