Be careful not to spill gasoline when filling the tank on your lawn mower.
- Çim biçme deposunu doldururken benzin dökmemeye dikkat edin.
I'll try not to spill anything.
- Bir şey dökmemeye çalışacağım.
The new trendy way to drink vodka is to pour it directly into your eye socket. However, doing so could seriously damage your vision.
- Votka içmek için yeni moda tarzı onu doğrudan göz yuvasına dökmektir. Ancak, böyle yapmak ciddi olarak görüşünüze zarar verebilir.
Cast iron is an alloy of iron and carbon.
- Dökme demir, bir demir ve karbon alaşımıdır.
She shed bitter tears.
- O acı gözyaşları döktü.
The girls shed tears after reading the novel.
- Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler.
Tom admitted to spilling the red wine.
- Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
Tom almost spilled his coffee.
- Tom neredeyse kahvesini döküyordu.
I spilled some fruit juice on my new shirt.
- Yeni gömleğime biraz meyve suyu döktüm.
I spilled coffee on your tablecloth.
- Ben senin masa örtüne kahve döktüm.
The truck dumped the sand on the ground.
- Kamyon kumu yere döktü.
Tom put the fire out by dumping a bucket of water on it.
- Tom üzerine bir kova su dökerek ateşi söndürdü.
I didn't expect more bloodshed.
- Daha fazla kan dökmek istemedim.
I just don't want there to be any bloodshed.
- Sadece herhangi bir kan dökme olmasını istemiyorum.
Slaughter is the best medicine.
- Kan dökmek en iyi ilaçtır.