Küçük köpeğin kendi minderi vardı.
- The little dog had his own cushion.
Koltuk minderi ayrı olarak satılır.
- Seat cushions are sold separately.
Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.
- He fetched a few cushions to prop up her head.
Tom bir şey için kanepe yastıklarının altına bakıyordu.
- Tom was looking under the couch cushions for something.
Air in the middle ear cavity prevents the reflux of nasopharyngeal fluids towards to Eustachian tube due to gas cushion effect.
He places the seat cushion on the seat and sits on it.