O tehlikeli bir kavis. Orada birçok kaza oldu.
- That's a dangerous curve. There've been many accidents there.
Bir gülümseme, her şeyi düzelten bir eğridir.
- A smile is a curve that sets everything straight.
Sen çan eğrisinin tepesindesin.
- You're on top of the bell curve.
O, virajsız uzun bir yoldur.
- It's a long road with no curves.
Hakiki kadınların kıvrımları vardır.
- Real women have curves.
Bir tebessüm bir kadının vücudunda en güzel kıvrımdır.
- A smile is the most beautiful curve on a woman's body.
Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.
- The road curves gently toward the lake.
Bana Pareto eğrisini çiz.
- Draw me the Pareto curve.
Sen kıvrımlı hatlara sahip değilsin. Sen şişmansın.
- You're not curvy. You're fat.
Sen şişman değilsin. Sen kıvrımlı hatlara sahipsin.
- You're not fat. You're curvy.
In the long run average total cost curve increases.
Sen düzgün vücutlu değilsin. Sen şişmansın.
- You're not curvy. You're fat.
Mary düzgün vücutlu bir kadın.
- Mary is a curvy woman.
to curve a ball in pitching it.
the road curves to the right.
to curve a pipe.
a curve surface.
Caustic curves and surfaces are called catacaustic when formed by reflection, and diacaustic when formed by refraction.
a curving path.
He really threw me a curve when he asked me a personal question at work.
... So it's halfway above the legacy curve. ...
... the politics of its amazing treasures including the famous cooling curve dot ...