O, Japon kültürünün takdir eder.
- He appreciates Japanese culture.
Dünya kültürleri oldukça benzer hale gelmektedir.
- The cultures of the world are now becoming rather similar.
O doktor kültürlü bir adam.
- That doctor is a cultured man.
Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
- All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
Çoğumuz yabancı bir ülkede kültür şoku yaşarız.
- In a foreign country most of us go through culture shock.
Kültür şoku genellikle duygusal bir lunapark hız treni olarak tanımlanır.
- Culture shock is often described as an emotional rollercoaster.
İngiliz popüler kültüründeki trol-köprü ilişkisinin günümüze kadar ulaşan uzun bir tarihi vardır.
- The association between trolls and bridges has a long history which marches on to this day in English pop culture.
Japon kültive incileri dünya inci pazarının % 60'ına kadarını tekeline almıştır.
- Japanese cultured pearls have come to monopolise as much as 60% of the world pearl market.
The Culture of Spring-Flowering Bulbs.
Having grown up in rural Arkansas, the culture shock of moving to Harlem was tremendous.
Be a culture vulture by going to the ballet, opera or a classical concert.
cultured plant.
pop-culture expert.
... african culture ...
... add one other thing under this culture question and that is, we need to fund more research ...