Tom çayına iki küp şeker koydu.
- Tom put two sugar cubes in his tea.
Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
- Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
- You are doing well for a cub reporter.
O oniki yavrudan daha fazlasına sahip değil.
- She has no more than twelve cubs.
Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.
- The tiger cub looked like a large kitten.
Three cubed can be written as 33, and equals twenty-seven.
He likes to cube now and then.
the cube of 2 is 8.
a stock cube.