Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
- Sami needed a few co-workers to assist.
Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
- Tom injured a co-worker.
Onun hakkında meslektaşlarımla konuştum.
- I talked to my coworkers about it.
Mary bir meslektaşı ile uyudu.
- Mary slept with a coworker.
Tom Mary'nin bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.
- Tom saw Mary flirting with a coworker.
Mary Tom'un bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.
- Mary saw Tom flirting with a coworker.
Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
- Company policy precludes fraternization between co-workers.
Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
- Sami made fun of his female co-workers.
You must be a popular cow-orker.
He heard from a coworker that the company planned to merge those departments.