Ben seni örtmekten yorgunum.
- I'm tired of covering for you.
Leyla izlerini örtmek için çalıştı.
- Layla tried to cover her tracks.
Güneş bu kadar güçlü iken örtünmek iyi bir fikirdir.
- It's a good idea to cover up when the sun is this strong.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Tom arabasının üstüne bir kılıf koydu.
- Tom put a cover over his car.
Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.
- I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.
- Water covers about 70% of the earth.
Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.
- She had the book with a torn cover under her arm.
Tüm defter kapaklarımın üzerine adımı yazdım.
- I wrote my name on the cover of all my notebooks.
Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.
- The sea covers nearly three-fourths of the earth's surface.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Böyle bir işte kulaklarınızı kulaklıklarla kapatmak önemlidir.
- It’s important to cover your ears with ear muffs in a job like that.
Sami izlerini kapatmak istedi.
- Sami wanted to cover his tracks.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.
- This bride is covering her face with a veil.
Burada boy hedefiyiz. Bir paravana bulmamız gerekiyor.
- We're sitting targets here. We need to find cover.
Kapıyı örten bir perde vardı.
- There was a curtain which was covering the door.
Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Arap Baharından sonra kış geldi ama kar harabeleri kaplamadı.
- After the Arab Spring came the winter, but the snow hasn't covered the ruins.
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
- I have to cover his loss.
O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.
- That's enough money to cover the expenses.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Sigorta buradaki her şeyi kapsar.
- The insurance covers everything here.
Bu sigorta her şeyi kapsar.
- This insurance covers everything.
Sigorta buradaki her şeyi kapsar.
- The insurance covers everything here.
Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
- The warranty doesn't cover normal wear and tear.
Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
- The skin of animals is covered with hair.
Kapıyı örten bir perde vardı.
- There was a curtain which was covering the door.
You can cover the plane with regular hexagons.
The stallion has not covered the mare yet.
The magazine covers such diverse topics as politics, news from the world of science, and the economy.
When the pot comes to a boil, cover it and reduce the heat to medium.
Does my policy cover accidental loss?.
We need to set another cover for the Smith party.
The open intervals are a cover for the real numbers.
The blanket covered the baby.
There's a $15 cover tonight.
Regular hexagons can cover the plane.
Ten dollars should cover lunch.
Richard Morgan covers science for The Economist, The New York Times, Scientific American, and Wired.
Can you cover the morning shift tomorrow? I'll give you off next Monday instead.