Arabamda her zaman bir çift plaj havlum var.
- I always have a couple of beach towels in my car.
Tom'un bir çift dövmesi var, değil mi?
- Tom has a couple of tattoos, doesn't he?
Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti.
- The young couple went to Kyoto for fun.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
- More and more couples go on honeymoon trips abroad.
Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
- I've seen a couple of Kurosawa's films.
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
- Same-sex couples should be able to get married.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
- The young couple was accompanied by a chaperone.
Boston'da iki ay geçirdim.
- I spent a couple of months in Boston.
O benden yalnızca iki yaş büyük.
- He's only a couple of years older than me.
O benden yalnızca iki yaş büyük.
- He's only a couple of years older than me.
İki dakika içinde görüşürüz.
- See you in a couple of minutes.
Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.
- Sami shared the post with a couple of friends.
She had the brilliant inventor and craftsman Daedalus construct her an artificial cow, in which she hid and induced the bull to couple with her.
When we got on board again after a couple of hours on shore ….
A parson who couples all our beggars.
I've coupled our system to theirs.
... >>Hugo Barra: So you'll be able to get your device over the next couple of days. There's ...
... couple of years. ...