Bir kabine oluşturmak zordur.
- Forming a cabinet is difficult.
Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var.
- Tom has a small cabin on the lakefront.
Kamaramdan güverteye gittim.
- I went on deck from my cabin.
Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.
- Tom lives alone in a small cabin near a waterfall.
Naoki yoksuldu ve küçük bir kulübede yaşıyordu.
- Naoki was poor and lived in a small cabin.
Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar.
- Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.