corpulent

listen to the pronunciation of corpulent
Английский Язык - Турецкий язык
vücutlu
şişko
çok şişman
Cüsseli
{s} şişman
(Tıp) Aşırı şişman
{s} iri
obese
(Biyoloji) obez

Onlar gerçekten obez. - They're really obese.

Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu ya aşırı kilolu veya obezdir. - Sixty-nine percent of adult Americans are either overweight or obese.

obese
çok şişman

İnsanlar benim çok şişman olduğumu söylüyor. - People say I'm obese.

be corpulent
şişman olmak
obese
{s} yağ tulumu
obese
{s} şişko
obese
{s} şişman

İnsanlar benim çok şişman olduğumu söylüyor. - People say I'm obese.

Tom'un şişman olduğunu tefekkür ediyorum. - I think Tom is obese.

obese
{s} aşırı şişman
Английский Язык - Английский Язык
Physical, material, corporeal
Large in body; fat; overweight
obese
{a} big, gross, heavy, fleshy, fat
{s} fat, fleshy, obese
excessively fat; "a weighty man
excessively fat; "a weighty man"
Very fat; obese
If you describe someone as corpulent, you mean they are fat. a rather corpulent farmer. fat (corpulentus , from corpus; CORPUS)
Solid; gross; opaque
corpulent
Избранное