Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.
- You have to cope with those difficult problems.
Dania yıllarca istismar ve sadakatsizlikle baş etmek zorunda kaldı.
- Dania had to cope with years of abuse and infidelity.
Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
- He didn't have enough experience to cope with the problem.
Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
- He didn't have enough experience to cope with the problem.
... person to cope with. ...
... because it allows us to cope with issues around ...