Bütün hükümetler bu konuda işbirliği yapmak zorunda kalacak.
- All governments will have to cooperate in this matter.
İşbirliği yapmak istiyorum.
- I'd like to cooperate.
Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.
- We had to cooperate with each other.
Tom işbirliği yapmak için istekli.
- Tom is willing to cooperate.
Tom işbirliği yapmak için istekli.
- Tom is willing to cooperate.
Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.
- We had to cooperate with each other.
Raporu ona uzatmak istedim ama unuttum.
- I intended to hand the paper to him, but I forgot to.
Yapman gereken tek şey bu kitabı ona uzatmak.
- All you have to do is to hand this book to him.
Tom hiç yüzemez. Diğer taraftan, o iyi bir beyzbol oyuncusudur.
- Tom can't swim at all. On the other hand, he is a good baseball player.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
- On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
Onunla ustalıkla başa çıktın.
- You handled that deftly.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Tom ellerini alkışladı.
- Tom clapped his hands.
Tüm öğrenciler alkışladılar.
- All the students clapped their hands.
Öğrencilerden biri soru sormak için parmak kaldırdı.
- One of the students raised his hand to ask a question.
Elde beş parmak vardır.
- The hand has five fingers.
Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.
- The amateur singer won first in the talent show hands down.
O yetenekli bir adam ama diğer taraftan o bizim hakkımızda çok soru soruyor.
- He is able man, but on the other hand he asks too much of us.
Al. Bunu yanında taşı. İşine yarayabilir.
- Here. Take this with you. It might come in handy.
Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.
- The boy who she brought with her was very handsome.
İşler biraz kontrolden çıktı.
- Things got a little out of hand.
El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
- Hand washing is one way to control bacteria.
Yardım edebilir miyim?
- Can I give you a hand?
Sana yardım edebilir miyim?
- Could I give you a hand?
... collaborate and cooperate. ...
... might have given some advice to Republicans in Congress about how to cooperate, but the ...