Onu serin bir yerde tut.
- Keep it in a cool place.
Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.
- There is usually a cool breeze here in the evening.
Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
Ben klas elbiseler giyerim ve klas gözlükler takarım.
- I wear cool clothes and cool sunglasses.
Onun arabası gerçekten klas.
- His car is really cool.
Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir?
- What's your favorite way to stay cool in the summer?
Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır.
- A pig will wallow in the mud in order to cool down.
Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
- I was beginning to lose my cool.
Onun soğukluğu arkadaşlarını soğuttu.
- His coolness has alienated his friends.
Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think it's cool?
Onun harika göründüğünü düşündüm.
- I thought it looked cool.
Tom her zaman soğukkanlı olmaya çalışıyor.
- Tom is always trying to be cool.
Sarah'nın genç arkadaşları korkmaya başladı. Sadece o soğukkanlılığını korudu ve arkadaşlarını rahatlattı.
- Sarah's young friends were starting to be scared. Only she kept her cool and reassured her friends.
Havalı olduğumu düşünüyor musun?
- Do you think I'm cool?
O, akıllı, havalı ve çekicidir.
- He's smart, cool and attractive.
Evinizin ısıtma ve soğutma maliyetlerini uygun yalıtım ve hava sızdırmazlık teknikleri yoluyla azaltabilirsiniz.
- You can reduce your home's heating and cooling costs through proper insulation and air sealing techniques.
Ben hep Tom'un çok iyi olduğunu düşündüm.
- I always thought Tom was so cool.
Tom onun karizmatik göründüğünü düşündü.
- Tom thought it looked cool.
Sen karizmatik bir adama benziyorsun.
- You seem like a cool guy.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı.
- Tom took a beer from the cooler and opened it.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Mike her zaman sakin kalır.
- Mike always stays cool.
Tom sakin davranmaya çalıştı.
- Tom tried to act cool.
Lütfen doğrudan güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayın.
- Please store in a cool and dry place, out of direct sunlight.
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
- Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
- Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.
Sarah'nın genç arkadaşları korkmaya başladı. Sadece o soğukkanlılığını korudu ve arkadaşlarını rahatlattı.
- Sarah's young friends were starting to be scared. Only she kept her cool and reassured her friends.
Bu web sitesi çok güzel.
- This website is so cool.
On dil konuşabilsem, çok güzel olur!
- It would be so cool if I could speak ten languages!
Ben hep Tom'un çok iyi olduğunu düşündüm.
- I always thought Tom was so cool.
Kanada ile ilişkiler doğru ve iyi kaldı.
- Relations with Canada remained correct and cool.
Bu gece serinleyecek.
- It'll cool down tonight.
Hava serinlemeye başlıyor.
- It's starting to cool off.
Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı.
- Tom took a beer from the cooler and opened it.
Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
Hava serinlemeye başlıyor.
- It's starting to cool off.
Sakin ol ve rahat ol.
- Calm down and be cool.
Sakin olmaya çalışıyor.
- He's trying to be cool.
Sakin ol ve rahat ol.
- Calm down and be cool.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Evinizin ısıtma ve soğutma maliyetlerini uygun yalıtım ve hava sızdırmazlık teknikleri yoluyla azaltabilirsiniz.
- You can reduce your home's heating and cooling costs through proper insulation and air sealing techniques.
Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
- Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.
Gün daha serin olduğu için bir süveter giymek zorunda kaldım.
- As the day got cooler, I had to put on a sweater.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar hafif değil, ancak yaz aylarında çok daha serindir.
- The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.
Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
- Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Evinizin ısıtma ve soğutma maliyetlerini uygun yalıtım ve hava sızdırmazlık teknikleri yoluyla azaltabilirsiniz.
- You can reduce your home's heating and cooling costs through proper insulation and air sealing techniques.
I like to let my tea cool before drinking it so I don't burn by tongue.
My father was talking to the World's Fair Commission yesterday, and they estimate it's going to cost a cool fifty million.
His proposals had a cool reception.
I'm completely cool about my girlfriend leaving me.
Relations cooled between the USA and the USSR after 1980.
Is it cool if I sleep here tonight?.
Even during the elections, Josh was as cool as a cucumber.
See, now Joe here is a cool customer. He doesn't let the pressures get the better of him.
We had to cool down the equipment with water before using it.
I'd love to go to Iraq, but I'll have to wait until the violence cools down.
You can drink the coffee when it's cooled down.
Dave was kicking and screaming, so I had to cool him down with some mellow music.
cool gray colour:.
cool grey colour:.
We did tell him to cool it but he just got more and more irate: he ended up hitting him.
Punch, in case you didn't know, is what the cool kids are drinking.
At first he was very angry, but his friends managed to cool him off.
The metal will take about 3 hours to cool off after the molding.
Belle's boyfriend Jesse (Henry Simmons) is left to cool his jets while his woman bangs around the New York area.
1. A heated argument can be settled better if both sides cool down first.
2. The neighbor's complaint about the noise cooled the argument down.
1. John was deeply in love with Sally before he left for college, but he cooled off before he got back.
2. Their friendship cooled off when Jack gave up football.
a water-cooled engine.
He looks cooler when he's dressed in shorts.
They served wine coolers in the afternoon.
Fighting back panic, she tried to keep her cool and find a way out from under the rubble.
When things don't go your way, no matter how trivial, how do you react? Do you lose your cool and explode?.
Yeah man, he's the epitome of cool.
... >>Kevin Allocca: Okay. Cool. All right. So we have one last question. This ...
... ELON MUSK: Cool. ...