Duygularımızı kontrol etmek bazen zordur.
- It's sometimes difficult to control our feelings.
Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourselves.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
Gerçekten denetimde misin?
- Are you really in control?
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
With a simple remote, he could control the toy truck.
She can't control her children.
- She cannot control her children.
Everything's under control.
- Everything is under control.