O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Sen sadakatı nasıl tanımlardın?
- How would you define faithfulness?
Tom görevlerini sadakatle gerçekleştirdi.
- Tom performed his duties faithfully.