Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
O, Slav mitolojisinde Yunan veya Roma mitolojilerindeki gibi böyle tutarlı bir düzen olmadığını söyledi.
- He said, that the slavic mythology wasn't such a consistent system like greek or roman mythology.
Şirketimiz istikrarlı ücretler için karar verdi.
- Our company decided for consistent fees.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Sami, Leyla ile ilişkisi olduğunu sürekli olarak reddetti.
- Sami consistently denied having an affair with Layla.
Komite on iki üyeden oluşmaktadır.
- The committee consists of twelve members.
Komitemiz on üyeden oluşmaktadır.
- Our committee consists of ten members.
Suç oranları son birkaç on yılda sürekli olarak düşüyor.
- Crime rates have been consistently decreasing over the past few decades.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
The Beatles, dört müzisyenden oluşmuştur.
- The Beatles consisted of four musicians.
Endonezya çok fazla adadan ve iki yarımadadan oluşur.
- Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
Suç oranları son birkaç on yılda sürekli olarak düşüyor.
- Crime rates have been consistently decreasing over the past few decades.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
He is very consistent in his political choices: economy good or bad, he always votes Labour!.
The consistentes stand together with the faithful, and do not go out with the catechumens.
The Diurnal motion of the primum mobile, is it not from East to West? And the annual motion of the Sun through the Ecliptick, is it not on the contrary from West to East? How then can you make these motions being conferred on the Earth ... to become consistents?.
The train's consist included a baggage car, four passenger cars, and a diner.
The greeting package consists of some brochures, a pen, and a notepad.
... So what I've tried to do is be consistent. With respect to something like coal, we made ...
... insists that everything be absolutely consistent is ...