O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
- He embraced his relatives before he left.
O, akrabaları ile aynı fikirde değil.
- He disagrees with his relatives.
Profesör dün güneş enerjisi konulu bir konferans verdi. Ben Göreceli Risk konulu bir konferans verdim.
- The Professor gave a lecture on solar energy yesterday. I gave a lecture on Relative Risk.
Bu göreceli ve belirsiz.
- This is relative and ambiguous.
Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
- You can use a psychrometer to measure relative humidity.
Tom ve Mary yakın akrabadırlar.
- Tom and Mary are close relatives.
Tom benim yakın bir akrabam.
- Tom is a close relative of mine.