Orada siyasi anlaşmazlıklarda her gün birçok insan hayatını kaybetti.
- Every day many human lives were lost there in political conflicts.
Din ve bilim arasında büyük bir anlaşmazlık vardır.
- There is a great conflict between religion and science.
O babası ile çatışma içinde.
- She is in conflict with her father.
Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.
- I tried to avoid conflict.
Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.
- Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language.
Tom'un çelişkili duyguları vardı.
- Tom had conflicting feelings.
Tom çelişkiye düşmüş hissediyor.
- Tom is feeling conflicted.
Tom'un çelişkili duyguları vardı.
- Tom had conflicting feelings.
O her zaman biriyle uyuşmazlık içinde gibi görünüyor.
- He seems to be always in conflict with someone.
Kış Savaşı, Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı.
- The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union.
Birinci Dünya Savaşı bölgesel bir çatışma olarak başlamış ve tarihin en kötü insanlık felaketlerinden biri olmuştur.
- The First World War began as a regional conflict and become one of history's worst humanitarian catastrophes.
Tom'un çelişkili duyguları vardı.
- Tom had conflicting feelings.
Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
- I have conflicting feelings about my childhood.
Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
- I have conflicting feelings about my childhood.
Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.
- Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language.
Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
- This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
Bu çatışmayı çözmek imkansız.
- It is impossible to resolve the conflict.
Your conference call conflicts with my older one: please reschedule.
I wanted to attend the meeting but there's a conflict in my schedule that day.
In the absence of all conflicting evidence.