Bir çalışma ile ulaşılan sonuç ayaklarının pis koktuğunu düşünen insanların kötü kokan ayakları vardır; ayaklarının kötü kokmadığını düşünen insanların yoktur.
- The conclusion reached by a study is People who think their feet are smelly, have smelly feet; people who think they aren't, don't.
Sonuçlara atlamamalısın.
- You must not jump to conclusions.
Aynı neticeye vardım.
- I've come to the same conclusion.
O, benim değil senin kararın.
- That's your conclusion, not mine.
Ben senin kararlarını onaylamıyorum.
- I don't agree with your conclusions.
Ancak uzun bir tartışmadan sonra bir sonuca vardılar.
- Only after a long dispute did they come to a conclusion.
Ben aldatılmış olduğum sonucuna vardım.
- I came to the conclusion that I had been deceived.
Onun kanıları kanıtlanmamış varsayımlara dayanıyor.
- His conclusions are based on unproven assumptions.
Anlamadan yargıda bulunuyorsun.
- You're jumping to conclusions.
Anlamadan yargıda bulunmak istemiyorum.
- I don't want to jump to conclusions.
Üzgünüm anlamadan hüküm verdim.
- I'm sorry I jumped to conclusions.
Anlamadan hüküm vermemeliyiz.
- We shouldn't jump to conclusions.
Yanlış fikirlerin yanlış sonuçlara götürdüğünü unutma.
- Don't forget that wrong conceptions lead to wrong conclusions.
Tom'un sonuçlara atlamayla ilgili kötü bir alışkanlığı vardır.
- Tom has the bad habit of jumping to conclusions.
With fresh material, taxonomic conclusions are leavened by recognition that the material examined reflects the site it occupied; a herbarium packet gives one only a small fraction of the data desirable for sound conclusions. Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get.
... them. And I came to the conclusion that the best response would be to educate all children, ...
... to the conclusion that within the fields of civil liberties and technology and policy, ...