Tom'u şahsen tanımıyorum.
- I don't know Tom personally.
Tom'u şahsen tanırım.
- I know Tom personally.
Bunu kişisel olarak alma, Tom.
- Don't take it personally, Tom.
Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
- I'll personally visit you.
Tom'la bizzat konuşabilip konuşamayacağımı merak ediyorum.
- I wonder if I might speak to Tom personally.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.