Tom'un onu yapmak için özel bir nedeni yoktu.
- Tom did it for no particular reason.
Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
- I don't think Tom is particularly handsome.
Bu bitki Madeira adasına özgüdür.
- This plant is particular to the island of Madeira.
Şimdi yapacak belirli bir şeyim yok.
- I have nothing particular to do now.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Yemeği hakkında çok müşkülpesenttir.
- She is very particular about her food.
Yiyeceği hakkında çok müşkülpesenttir.
- He is very particular about his food.
Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
- The teacher particularly emphasized that point.