Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
- The committee is composed chiefly of professors.
Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır.
- Every march is composed of separate steps.
Kaç tane kimyasal element, suyu oluşturur?
- How many chemical elements compose water?
Yokohama ilini oluşturan 18 yönetim bölgesinden biri de Naka'dır.
- Naka is one of the 18 administrative districts that compose Yokohama prefecture.
Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.
- A nation creates music — the composer only arranges it.
İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.
- The human body is composed of billions of small cells.
Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
- Bronze is composed of copper and tin.
Tom sakin kalmaya çalıştı.
- Tom tried to stay composed.
Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.
- All life is based on chemistry and all living things are composed of chemical compounds.
Ekonomistler 2060 yılı civarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan oluşan sözde Batı dünyasının küresel ekonomideki egemen konumunu kaybedeceğini tahmin ediyorlar.
- Economists predict that around the year 2060, the so-called Western world, composed of Europe and North America, will lose their dominant position in the global economy.
Jüpiter esas olarak hidrojen ve helyumdan oluşan bir gezegendir.
- Jupiter is a planet principally composed of hydrogen and helium.
Hava ağırlıklı olarak nitrojen ve oksijenden oluşur.
- Air is mainly composed of nitrogen and oxygen.
Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.
- All life is based on chemistry and all living things are composed of chemical compounds.
Birleşik Devletler 50 eyaletten oluşmuştur.
- The United States is composed of 50 states.
Try to compose your thoughts.
The members compose the church.
The defendant couldn't compose herself and was found in contempt.
It's difficult to compose without absolute silence.