complete immobility; halt

listen to the pronunciation of complete immobility; halt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение complete immobility; halt в Английский Язык Турецкий язык словарь

standstill
{i} durma

Onun işi bir durma noktasına geldi. - His business has come to a standstill.

1679'da, o bir sinir krizi geçirdikten sonra Newton'un işi durma noktasına geldi. - In 1679, Newton's work came to standstill after he suffered a nervous breakdown.

standstill
(Tıp) Durma, kesilme, çalışma veya hareket halindeki bir organda faaliyetin durması
standstill
{s} sekteye uğrayan
standstill
kesilmek
standstill
durgu

Benim iş durgunluktan dolayı işlemez halde. - My business is at a standstill because of the recession.

standstill
sekte
standstill
duraklama
standstill
{i} askıya alınma
standstill
{s} duraklayan
standstill
tevakkuf
standstill
be at a standstill durgun halde olmak
standstill
inkıtaa uğramak
standstill
{i} kımıldamama
standstill
{s} askıya alınan
Английский Язык - Английский Язык
standstill
complete immobility; halt
Избранное