Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
En kısa sürede onu tamamlamak zorundayım.
- I have to complete it as soon as possible.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Sami polislere eksiksiz bir sahte hikaye anlattı.
- Sami told cops a complete fake story.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Çalışma neredeyse tamamlandı.
- The work has been almost completed.
Binanın iskeleti artık tamamlandı.
- The frame of the building is now complete.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
- You should have completed it long ago.
Yazdan önce onu tamamlamalıydım.
- I should have completed it before summer.
Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak.
- The album will have been completed by next July.