complete, not in pieces; full; entire, including every part; healthy, well

listen to the pronunciation of complete, not in pieces; full; entire, including every part; healthy, well
Английский Язык - Турецкий язык

Определение complete, not in pieces; full; entire, including every part; healthy, well в Английский Язык Турецкий язык словарь

whole
{s} bütün

Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim. - I spent the whole afternoon chatting with friends.

Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi. - Tom spent the whole day reading in bed.

whole
{i} tüm

Bu pencere tüm şehre bakıyor. - This window overlooks the whole city.

Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor. - The whole world is watching the summit conference.

whole
tamamen

Sana tamamen katılıyorum. - On the whole I agree with you.

O, bir şişe sütü tamamen içti. - He drank a whole bottle of milk.

whole
{i} toplam

Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür. - The whole is greater than the sum of the parts.

whole
bütünlüklü
whole
tek parça
whole
{s} yarasız beresiz
whole
sağlığı yerinde
whole
(sıfat) bütün, toplu, tüm, tam, sağlam, sağlıklı, yarasız beresiz, öz
whole
tam; bütün, tüm: He stayed there for a whole week. Tam bir hafta orada kaldı. She talked the whole time. Hep konuştu. Give me your whole
whole
sonuna kadar uğraşmak
whole
sağ

Yağlar gibi komple bir yiyecek grubunu kesmeyi çok sağlıklı bulmuyorum. - I don't think it's very healthy to cut out whole groups of foods like fats.

Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar. - She prepares wholesome meals for her family.

whole
tam şey
whole
iyileşmiş
whole
şişe kanı
whole
go the whole hog bir işi tam yapmak
whole
{s} toplu

İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var. - When I first took a C course, I couldn't understand a single thing explained in class. Thank God I got a friend of mine who's a programmer to explain to me how the whole caboodle works.

Bütün toplum bu planın arkasında. - The whole community is behind this plan.

whole
{s} 1. tam; bütün, tüm: He stayed there for a whole week. Tam bir hafta orada kaldı. She talked the whole time. Hep konuştu. Give me your whole
whole
{s} sağlam
Английский Язык - Английский Язык
{s} whole
complete, not in pieces; full; entire, including every part; healthy, well

    Расстановка переносов

    complete, not in pieces; full; entire, in·clud·ing eve·ry part; healthy, well

    Произношение

Избранное