Ahbaplarım sessizce beni izliyorlardı ve şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine bu defa ciddiyetlerini bozmadılar.
- My companions were watching me in silence and, unlike other times when my wonder had made them laugh, they remained serious.
Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar.
- My companions were watching me in silence and, unlike other times when my wonder had made them laugh, they remained serious.
Ondoy ve arkadaşı kent merkezine gidiyorlar.
- Ondoy and his companion go downtown.
Sami'nin tek arkadaşı onun köpeğiydi.
- Sami's only companion was his dog.
Tom'un tek arkadaşı onun köpeğidir.
- Tom's only companion is his dog.
Evcil hayvanlar sadece bize eşlik etmekten daha fazlasını sunar.
- Pets offer us more than mere companionship.
Evcil hayvanlar sadece bize eşlik etmekten daha fazlasını sunar.
- Pets offer us more than mere companionship.
His dog has been his trusted companion for the last five years.