commonness; frequency

listen to the pronunciation of commonness; frequency
Английский Язык - Турецкий язык

Определение commonness; frequency в Английский Язык Турецкий язык словарь

community
{i} topluluk

O, yerel topluluklarında bir sorundu. - It was a problem in their local community.

O bir topluluk aktivisti. - She is a community activist.

community
halk

Halk için kendini kurban ediyor. - She sacrifies herself for the community.

Halkevindeki sınıflar ücretsiz. - Classes at the community center are free.

community
ortak mal sahipliği
community
tüzelkişilik
community
(Felsefe) ortaklaşalık
community
yöre halkı
community
zümre
community
benzeyiş
community
ümmet
community
toplum

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar. - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.

Global toplumun bir parçasıyız. - We live in a global community.

community
aynı yerde veya aynı şartlar altında yaşayan insan topluluğu
community
{i} toplum, cemiyet
community
community center şehir kulübü
community
{i} halk, kamu, amme
community
(isim) cemiyet, cemaat, topluluk, ortaklık, müşterek tasarruf, benzerlik, ortak yön
community
{i} müşterek tasarruf
community
ortak mal sahipli
community
{i} ortak yön
community
bir bölgede oturanlann meselelerini çözümlemek veya eğlenmek için topla
Английский Язык - Английский Язык
community
commonness; frequency
Избранное