common term for an ocean going freight container

listen to the pronunciation of common term for an ocean going freight container
Английский Язык - Турецкий язык

Определение common term for an ocean going freight container в Английский Язык Турецкий язык словарь

box
{i} kutu veya sandık dolusu
box
dövüşmek
box
kulübe

Polis kulübesinin etrafında çok sayıda insan gördüm. - I saw a number of people around the police box.

En yakın telefon kulübesi nerede? - Where is the nearest telephone box?

box
(mahkeme) kürsü
box
(the ile) televizyon
box
{f} boks yapmak
box
{i} televizyon

Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin. - You shouldn't spend the whole day in front of the box!

Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar. - Innovators think outside the box.

box
yumruklaşm
box
hediye

Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi. - Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.

Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım. - I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.

box
{i} loca
box
(isim) kutu, sandık, kutu veya sandık dolusu; at arabacısı yeri; jüri bölmesi; kompartıman, loca, kulübe; televizyon, teyp veya radyo; tokat, yumruk; şamar, şimşir [bot.]
box
{i} jüri bölmesi
box
{f} kutulamak
box
{i} kompartıman
box
külübe av külübesi
box
{f} kutuya koymak
box
{i} at arabacısı yeri
box
{f} boks yapmak. box s.o. on the ear birinin kulağına tokat atmak
Английский Язык - Английский Язык
box
common term for an ocean going freight container

    Расстановка переносов

    com·mon term for an o·cean Go·ing freight con·tain·er

    Турецкое произношение

    kämın tırm fôr ın ōşın gōîn freyt kınteynır

    Произношение

    /ˈkämən ˈtərm ˈfôr ən ˈōsʜən ˈgōən ˈfrāt kənˈtānər/ /ˈkɑːmən ˈtɜrm ˈfɔːr ən ˈoʊʃən ˈɡoʊɪn ˈfreɪt kənˈteɪnɜr/
Избранное