O başkalarının dinsel inançlarına karşı hoşgörülüdür.
- He is tolerant in religious belief of others.
Dinsel özgürlüğü destekliyorum.
- I support religious freedom.
O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
- That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
- The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
İnkalar dindar insanlardı.
- The Inca were religious people.
Çok dindarsın, değil mi?
- You're very religious, aren't you?
Tom inançlı değildir.
- Tom is not religious.
Leyla'nın derin dinsel inançları vardı.
- Layla had deep religious convictions.
O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
- That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
Ateizm dinî bir inanç değildir.
- Atheism isn't a religious belief.
Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.
- The religious man remained kneeling for hours.
Tom bir din adamı değildi.
- Tom wasn't a religious man.
I was much more religious as a teenager than I am now.