Tren on beş vagondan oluşuyor.
- The train is made up of fifteen cars.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Bu otomobil bir çöp yığını.
- This car is a pile of rubbish.
O, bir Japon otomobiline sahiptir.
- He has a Japanese car.
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
- They're taking the freight out of the train car.
Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.
Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- In America cars drive on the right side of the road.