Onunla olmak eğlenceli.
- She is amusing to be with.
Yabancı insanlar eğlenceli.
- Foreign people are amusing.
Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
- The children say such amusing things.
Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.
- She told her children an amusing story.
Onu komik bulmuyorum.
- I don't find that amusing.
Tom hikayenin komik olduğunu düşündü.
- Tom thought that the story was amusing.
Dedektif hikayeleri eğlendirici.
- Detective stories are amusing.
Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
- The children say such amusing things.