Ona okumak için komik bir kitap verdim.
- I gave her a comic book to read.
Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.
- Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.
- This dress may look funny, but I like it.
Tom bana eğlenceli bir kısa mesaj gönderdi.
- Tom sent me a funny text message.
Film kitap kadar eğlenceli değildi.
- The movie wasn't as funny as the book.
Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
- There's a funny smell coming from the engine of the car.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.
O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim.
- I've got a funny feeling about that guy.
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
- I borrowed this comic from his sister.
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
- I borrowed this comic from his sister.
It was a comical performance.
What a comical error!.
The tutor cruelly excelled in comical scoldings.