O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- She catches colds easily.
Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
- This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
Eftsoones she causd him vp to be conuayd, / And of his armes despoyled easily .