come to rest

listen to the pronunciation of come to rest
Английский Язык - Турецкий язык
durmak
settle
{f} yerleşmek

Yerleşmek için bir puanımız var. - We have a score to settle.

O, Arkhangelsk'te onunla yerleşmek istiyordu. - She wanted to settle down with him in Arkhangelsk.

settle
karara varmak
settle
(İnşaat) çökme
settle
{i} tahta kanape
settle
göstermek
settle
(Kanun) takas etmek
settle
binada tasman meydana gelmek
settle
(Arılık) salkım oluşturmak
settle
tahta kanepe
settle
yatışmak
settle
{f} ödemek

Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu. - A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.

settle
yerleş

O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti. - He settled down in his armchair to listen to the music.

Hintliler yerleşimcilere yemek verdi. - The Indians gave the settlers food.

settle
(isim) tahta kanape, bank, sıra
settle
{f} (bir şeyi) (bir yere) oturtmak; -e
settle
{f} yatıştırmak
settle
{i} sıra
settle
{f} hafiflemek
settle
{f} dibe oturmak
settle
{f} anlaşmak
settle
{f} konmak
Английский Язык - Английский Язык
settle
come to rest

    Турецкое произношение

    kʌm tı rest

    Произношение

    /ˈkəm tə ˈrest/ /ˈkʌm tə ˈrɛst/
Избранное