Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi.
- Tom decided he was too old for rock climbing.
Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
- After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
Ağaca tırmanan bazı maymunlar gördüm.
- I saw some monkeys climbing the tree.
Duvardan tırmanarak hapishaneden kaçtı.
- He escaped from prison by climbing over a wall.
O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
- He's accustomed to mountain climbing.
O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
- He's used to mountain climbing.
Ben dağlara tırmanmayı severim.
- I like climbing mountains.
Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
- After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.
- Those shoes won't do for climbing.
Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.
- Children like climbing trees.
Hemen her hafta sonu dağcılık yapmaya gideriz.
- We go mountain climbing almost every weekend.
Dağcılıkla ilgileniyorum.
- I am interested in mountain climbing.
Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.
- Tom struggled to climb to the top.
Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum.
- I want to climb Mt. Fuji.
Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi.
- Tom decided he was too old for rock climbing.
Tom kaya tırmanışına gitti.
- Tom went rock climbing.
Mt.Fuji'ye asla tırmanmadım.
- I've never climbed Mt. Fuji.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
- Prices continue to climb.
Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
- Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.
- Tom hates climbing ladders.
Keskin yokuşu tırmandık.
- We climbed a sharp slope.
Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi.
- Tom decided he was too old for rock climbing.
Geçen hafta sonu Tom ile kaya tırmanışına gittim.
- I went rock climbing with Tom last weekend.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
- Prices continue to climb.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Onlar kayalıklara tırmanmaya gitti.
- They went rock climbing.
Prices climbed steeply.
Climbing a tree.
Make sure that you keep checking to see that everything remains safe throughout the climb.
Cutter and Bolan climbed around the furniture and piled into the back of the truck.
I guess the room wasn't so bad, except for the climb to get there. The stairs were destined to be a serious health hazard.
... And they're constantly climbing people's ladders to be ...
... have any legs, he just has these awesome mountain climbing prostheses. Now, he's been standing ...