Определение clerk” в Английский Язык Турецкий язык словарь
- clerk
- {i} kâtip
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı.
- Bob worked as a clerk in the grocery store on Saturday.
- clerk
- {i} yazman
- clerk
- {i} tezgâhtar
Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.
- Tom tried to return the swimsuit for a larger size, but the clerk told him that wasn't allowed.
Tom'un denediği ceket çok küçük olduğu için, tezgahtar ona denemesi için bir tane daha verdi.
- Since the coat Tom tried on was too small, the clerk gave him another one to try on.
- clerk
- {i} yazıcı
- clerk
- {i} sekreter
Şimdilik, büyük bir mağazada sekreterlik yapıyor.
- For the time being, she is clerking in a department store.
- clerk
- clerk of the court zabıt katibi
- clerk
- rahip/satıcı/yazman
- clerk
- {f} kâtiplik yapmak
- clerk
- {i} resepsiyonist
- clerk
- clerkship katiplik
- clerk
- {f} yazmanlık yapmak
- clerk
- x satıcılık/katiplik yap
- clerk
- parish clerk kilise katibi
- clerk
- {f} yaz
Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.
- The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over.
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.
- In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.
- clerk
- {i} şef [brit.]
- clerk
- (isim) kâtip, yazman, yazıcı; müdür [brit.], şef [brit.]; tezgâhtar, resepsiyonist
- clerk
- (Askeri) YAZICI: İdari bir birlikte kayıtları tutan şahıs. Bir yazıcının unvanı ve görevi, birliğe ve tutmakta olduğu kayıtlara göre değişir. Örneğin; bölük yazıcısı (company clerk), stok yazıcısı (stok clerk), posta yazıcısı (mail clerk) ve haber merkezi yazıcısı (message clerk) gibi
- clerk
- {i} müdür [brit.]
- clerk
- {f} tezgâhtarlık yapmak
- clerk
- (İnşaat) memur
Onun babası bir banka memuru.
- Her father is a bank clerk.
O bir banka memuru ile evlendi.
- She married a bank clerk.
- clerk
- {f} katiplik et
- clerk
- büro elamanı
- clerk
- satıcı
- clerk
- işyar
- clerk in holy orders
- rahip
- clerk in holy orders
- papaz
- clerk of works
- atölye şefi
- court clerk
- (Kanun) zabıt katibi
- court clerk
- (Kanun) mahkeme katibi
- health clerk
- (Ticaret) sağlık memuru
- sales clerk
- tezgahtar
- shop clerk
- (Ticaret) tezgahtar
- booking clerk
- gişe memuru
- chief clerk
- büro şefi
- chief clerk
- mağaza şefi
- collection clerk
- tahsilat memuru
- filing clerk
- dosya memuru
- hotel desk clerk
- otel görevlisi
- invoice clerk
- fatura memuru
- junior clerk
- kıdemsiz kâtip
- managing clerk
- şirket sorumlusu
- managing clerk
- büro şefi
- office clerk
- büro memuru
- pay clerk
- muhasebeci
- postal clerk
- postane memuru
- railway clerk
- tren memuru
- sales clerk
- satış elemanı
- shipping clerk
- yükleme memuru
- shipping clerk
- gemi katibi
- shop clerk
- satıcı
- town clerk
- kasaba satıcısı
- unsalaried clerk
- gönüllü memur
- Dressed up like a pox doctor's clerk
- (deyim) Gösterişli fakat zevksiz giyinmiş
- accounting clerk
- muhasebe memuru
- confident clerk
- ticari temsilci
- discount clerk
- iskonto servisindeki görevli
- hotel clerk
- Otel katibi
- law clerk
- hukuk katibi
- payroll clerk
- Mutemet
Payroll clerks compute and record the earnings owed to each company employee on a computer and ensure employees are paid on time.
- purchasing clerk
- Satın Alma Memuru
- reproduction clerk
- üreme katip
- stock clerk
- ambar memuru
- temp clerk
- geçici memur
- trusts' clerk
- evkaf katipliği
- accounting clerk
- (Ticaret) muhasebe yardımcı elemanı
- army mail clerk
- (Askeri) SAHRA POSTA MEMURU: Posta Dairesinin bir temsilcisi olarak, posta havaleleri ile taahhütlü, kıymetli ve tediyeli mektup ve paketlere ait işlerle meşgul olmaya ehil, bu işi yapmakla görevli ve kara kuvvetleri komutanlığına kefaletle bağlı sivil veya askeri memur
- army mail clerk
- (Askeri) sahra posta memuru
- army postal clerk
- (Askeri) kara kuvvetleri posta memuru
- army postal clerk
- (Askeri) POSTA MEMURU: Belirli bir posta faaliyet merkezinde, posta mali işlerini ve diğer bazı posta görevlerini yapmak üzere vazifelendirilmiş kara ordusu eri
- attending court clerk
- (Kanun) katip
- bank clerk
- banka memuru
Onun babası bir banka memuru.
- Her father is a bank clerk.
Babam bir banka memuru.
- My father is a bank clerk.
- booking clerk
- İng. biletçi
- booking clerk
- biletçi,gişe memuru
- chief admission disposition clerk
- (Askeri) KARANTİNA MEMURU, HASTA KABUL VE TABURCU KAYITÇISI: Hastaların hastaneye giriş sırasında kabul işlemlerini ve çıkışta taburcu işlemlerini yapan memur. CHIEF ARMY, NAVY, AIRFORCE, OR MARINE CORPS CENSOR: BİR BİRLEŞİK KOMUTANLIĞIN KARA, DENİZ, HAVA VEYA DENİZ PİYADE ASLİ TEŞKİL KOMUTANI TARAFINDAN 0 KUVVETİN BÜTÜN SANSÜR İŞLEMLERİNİ İSTİŞARE ETMEK ÜZERE ATANAN BİR SUBAY
- chief clerk
- başyazman
- chief clerk
- (Kanun) yazı işleri müdürü
- chief clerk
- baş katip
- coding clerk
- (Ticaret) katip
- company clerk
- (Askeri) bölük yazıcısı
- company clerk
- (Askeri) BÖLÜK YAZICISI: Bir bölüğün yazı işlerinde bölük başçavuşuna (first sergeant) yardım eden ve genellikle astsubay sınıfına mensup olan şahıs. Ayrıca bakınız: "clerk"
- confidential clerk
- ticari temsilci
- copying clerk
- mübeyyiz
- correspondence clerk
- (Ticaret) muhaberat memuru
- desk clerk
- resepsiyonist
- dispatch clerk
- telgraf memuru
- file clerk
- evrakları dosyalayan görevli. filing cabinet evrak/dosya dolabı
- front office clerk
- (Turizm) resepsiyon görevlisi
- headquarters clerk
- (Askeri) karargah yazıcısı
- headquarters clerk
- (Askeri) KARARGAH YAZICISI: Bir karargahta yazıcılık yapan şahıs. Bak. "clerk"
- information clerk
- (Ticaret) istihbarat memuru
- junior clerk
- (Kanun) kıdemsiz katip
- ledger clerk
- (Ticaret) defteri tutan memur
- mail clerk
- (Askeri) POSTACI ER: Bir bölük veya benzeri bir birliğin postasını alan ve dağıtan er. Buna daha önce (mail orderly) denirdi
- military postal clerk
- (Askeri) ASKERİ POSTA MEMURU: Kamu hukukunca posta mali işlerini ve diğer posta görevini yerine getirme yetkisine sahip, posta idaresi tarafından resmen tayin edilmiş, silahlı kuvvetler mensubu bir şahıs. Terim; Kara, hava ve deniz kuvvetleri, Deniz piyade sınıfı, Kıyı muhafaza teşkilatı Posta memurlarını içine alır
- pay clerk
- mutemet
- pay clerk
- muhasebeci (ödemeler)
- polling clerk
- (Politika, Siyaset) sandık görevlisi
- principal clerk
- (Politika, Siyaset) kalem müdürü
- raid clerk
- (Askeri) akın işaretleyicisi
- raid clerk
- (Askeri) AKIN İŞARETLEYİCİSİ: Bir hava haberverme ve ikaz hizmeti harekat merkezinde bulunan bölgesine yapılan uçuşlara numara tahsis eden ve bu çeşit uçuşları tanıtmak için bir akın görev kartı tutan şahıs. Hava Savunma harekat merkezinde buna (raid orderly) de denir
- receiving clerk
- (Ticaret) tesellüm memuru
- regimental mail clerk
- (Askeri) ALAY POSTACISI, ALAY POSTA ERİ: Posta hizmetini idare etmek üzere alay, grup ve buna benzer teşkillerin komutanları tarafından özel göreve ayrılan erat sınıfına mensup şahıs. Buna (organizational mail clerk) de denir
- shipping clerk
- bir şirketin ambalaj ve nakliyat işlerine bakan kimse
- stock clerk
- (Askeri) stok yazıcısı
- stock clerk
- (Askeri) STOK YAZICISI: Bölük ve batarya gibi birliklerle depo seviyesindeki diğer birliklerin stok kayıtlarından sorumlu, erat sınıfına mensup şahıs
- tally clerk
- puantör
- town clerk
- belediye sicil memuru
- wages clerk
- (Ticaret) ücret sorumlusu wages