Haftada beş gün buradaki sınıflara ders veririm.
- I teach classes here five days a week.
Tom korkunç bir ağrısına rağmen bugün bütün sınıflarına öğretti.
- Tom taught all his classes today, even though he had a terrible headache.
İyi bir sözlük istiyorum.
- I want a good dictionary.
Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
- Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
Bu sınıfta kırk öğrenci var.
- There are 40 pupils in this class.
Matematik dersi iyidir.
- The mathematics class is good.
Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Sami derslikten çıktı.
- Sami came out of the classroom.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Onun müziğini rock müzik olarak sınıflandırıyorum.
- I classify his music as rock.
Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
Bu yarıyıl tatilinde hangi dilin kursunu alacaksın? Arapça 5. seviye.
- Which language class are you taking this semester? Arabic Level 5.
Klasik arabandan gerçekten kurtulmayacaksın, değil mi?
- You aren't really going to get rid of your classic car, are you?
Tom sınıfta hayal kuruyordu.
- Tom was daydreaming in class.
Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
Ben klasik müziği sevmiyorum.
- I don't like classical music.
Burjuva terimi hem orta hem de üst sınıflara bir hakaret olarak kullanılabilir.
- The term bourgeois can be used as an insult by both the lower and the upper classes.
Ders başlamadan önce sana sarılmak istedim ama bir eş cinsel gibi görünmek istemedim.
- I wanted to hug you before class started, but I didn't want to look like a lesbian.
Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
- Tom fell asleep during sex ed class.
Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.
- The people living here belong to the upper class.
Tom orta tabaka, değil mi?
- Tom is middle class, isn't he?
O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Ben hiç birinci mevkide uçmadım.
- I've never flown first class.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?
- Do you like to exercise alone or with a class?
Apologizing for losing your temper, even though you were badly provoked, showed real class.
This word has a whole class of metaphoric extensions.
Magnolias belong to the class Magnoliopsida.
I used to fly business class, but now my company can only afford economy.
It is the class of Italian bottled waters.
... all all social classes sharing ...
... Or you go to classes, which you have to pay for. ...