Tom stood in the corner of the room with a gin and tonic in his hand.
- Tom elinde bir cin ve tonikle odanın köşesinde durdu.
The woman downed the gin and lime that was served in one swallow.
- Kadın servis edilen cin ve limonu bir yudumda mideye indirdi.
Cinderella had two evil stepsisters.
- Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.
Tom believes that there are good and evil demons.
- Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
The genie asked Tom to make three wishes.
- Cin, Tom'un üç dilek dilemesini istedi.
The genie was sucked into the magic lamp.
- Cin sihirli lambaya emildi.
Tom believes that there are good and evil demons.
- Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
A terrible demon lives in the forest.
- Ormanda korkunç bir cin yaşar.
I don't believe in ghosts and goblins.
- Ben hayaletlere ve cinlere inanmıyorum.
Gnomes live in this forest.
- Cinler bu ormanda yaşıyor.